İnsanoğlunun en önemli ihtiyaçlarından birisi de anlaşılmaktır. Kendimizi anlaşılmış hissettiğimizde, yorgunluğumuz ya da tükenmişliğimiz azalır. Zorlukların üstesinden gelecek gücü buluruz. Kendimizi anlaşılmış hissetmeden, değişmek istemeyiz.
Ancak sadece anlaşılmış hissetmek, değişim için yeterli değildir. Yaşanan hayal kırıklıkları, üstesinden gelinemeyen durumlar bizi hem kendimizle hem de diğerleriyle ilgili pek çok soruyla baş başa bırakır. Neden böyleyim? İnsanlar neden böyle? Neden mutsuzum? Neden herkes gibi mutlu olamıyorum? Vs.
Cevaplanamayan sorular, kendi içinde kısır döngüye yol açarak tıkanmamıza neden olur. Bir yandan değişmek isterken, bir yandan ne yapacağımızı bilememek ya da bildiğimiz tarzı sürdürmek, yaşadığımız tıkanıklığı artırır. Bu soruların cevabını, bizi anlayan ve kendi potansiyelimize inanan bir uzmanla aramak, zorlu ama bir o kadar da keyiflidir.
Unutmayın değişmek, olmadığınız birisine dönüşmek yerine var olan potansiyelinize sahip çıkmak demektir.