Depresif Bozukluklar

Depresif bozukluklar, yetişkinlikte görülen en yaygın psikiyatrik bozukluklardır. Kalp hastalıklarından sonra yaşam kalitesi ve yeti yitimini en çok etkileyen bozukluk türleridir.

  • Sevilen birinin kaybı,
  • İlişkilerde yaşanan zorluklar ya da
  • Umut edilen bir şeyin elde edilemediği durumlarda ortaya çıkar.

Görünen hiçbir neden yokken de ortaya çıkması mümkün olabilir.

Belirtileri nelerdir?

En tipik belirtisi günlük etkinlikleri ilgi ve istekle yapma ve yaşamdan zevk almanın yerini üzüntü, keder, mutsuzluk, isteksizlik, karamsarlık, umutsuzluk ve suçluluk gibi duyguların almasıdır.
Klinik açıdan bakıldığında depresif bozuklukların en tipik özellikleri

  • Depresif duygudurum: Kişinin kendisini boşlukta hissetmesi, ağlamaklı olması, her şeyin kötü tarafını görme, değersizlik, çaba harcamanın anlamsız gelmesi.
  • Önceden hoşlanılan şeylere karşı ilginin azalması, zevk alamama, yapılan işe kişinin kendisini verememesi.
  • Suçluluk duygusu: Kişinin gerçek ya da hayali konularda kendisini aşırı ya da uygunsuz şekilde eleştirmesi, kınaması ya da suçlamasıdır. Kişiler çoğu kez içinde oldukları durumun kendi hataları olduğunu düşünerek geçmişlerinde de kendilerini suçlayabilecekleri bir şeyleri kolayca bulurlar. Öğrenci tembel olmakla, iş adamı önüne çıkan şanslarını iyi kullanmamakla, anne çocuklarını ihmal ettiğini düşünerek, eşler de ellerinden geleni yapmamakla ilgili kendini suçlayabilir.
  • İntihar düşünceleri: İntihar düşünceleri, genellikle depresyon şiddeti arttıkça ortaya çıkar. Major depresyonlu hastaların yaklaşık altıda birinde intihar girişimine rastlanmaktadır. Bu tip düşünceler mutlaka ciddiye alınmalı ve kişinin bu durumu yaşamasına ilişkin nedenler araştırılmalıdır. Profesyonel destek mutlaka alınmalıdır. Eğer kişi yardım almak için ikna edilemiyorsa, yakınları profesyonel destek için yönlendirilmelidir.
  • Unutkanlık, dikkat dağınıklığı,
  • Sürekli endişe, korku, gerginlik, huzursuzluk,
  • Uykuda artış ya da azalış,
  • Enerji kaybı, halsizlik,
  • Cinsel istekte azalma gibi belirtiler de depresif bozukluğa işaret etmektedir.

Hangi durumlarda başvurmak gereklidir?

Amerikan Psikiyatri Birliği’nin tanımına göre depresif duygudurum ve ilgi istek kaybına yukarıdaki en az 4 belirti eşlik ediyorsa yaşadığınız sorunun MAJOR DEPRESİF BOZUKLUK olduğu anlamına gelmektedir.

Yani eğer her şeyin kötü tarafını görüyor, kendinizi boşlukta hissediyor ve hiçbir şeyden zevk alamıyorsanız ve bu duruma unutkanlık, huzursuzluk, endişe, uyku ve cinsel istek sorunlarından birkaçı eşlik ediyorsa o zaman mutlaka profesyonel bir destek almanızın zamanı gelmiş demektir.

Bu gibi durumlarda yardım almak, yaşamınızın daha sonraki dönemlerinde tekrar bu bozukluğun yaşanmaması açısından yarar sağlar.

Unutmayın stresten uzak durmak gibi bir seçenek çok da mümkün değildir. Çünkü yaşam, çözmemiz gereken problemlerle doludur. Problemlerden uzak durmak, onları çözmeyi değil ertelemeyi sağlar. Ertelemek ya da görmezden gelmek ise bizde daha çok endişe, umutsuzluk ve suçluluk yaratır.

Öte yandan karşılaştığımız zorlukların üstesinden geldikçe kendimizi stresten koruyabildiğimizi fark ederiz. Psikolojik açıdan geliştikçe ve güçlendikçe yaşamdan daha çok doyum almaya başlarız.

İlaç kullanmalı mıyım?

Eğer bu belirtiler nedeniyle gündelik yaşamınızı sürdürmekte zorlanıyorsanız, EVET.

Yapılan bilimsel araştırmalar depresyon tedavisinde, psikoterapi ve ilaç tedavisinin bir arada etkili olduğunu göstermektedir.  Yani, ilaç ya da psikoterapi değil, her ikisi birden seçenekler arasında düşünülebilir. Bu konu, profesyonel bir uzman eşliğinde ele alınmalıdır.

Amerikan Psikiyatri Birliği’nin sınıflaması DSM V’e göre depresyonun şiddeti şu şekilde sınıflandırılmıştır:

  • Hafif şiddet: Gündelik etkinliklerin sürdürülebildiği durum
  • Orta şiddet: Gündelik etkinlikleri sürdürmekte zorlanılan durum
  • Ağır şiddet: Ölüm düşünceleri, yataktan kalkmakta zorluk, öz bakım güçlükleri gibi

Depresyonun şiddeti, bazı tedavilerin bir arada düşünülmesini gerektirir. Hafif şiddette durumlar için psikoterapi yeterli olabilirken, orta ve ağır şiddette ilaç ve psikoterapi mutlaka bir arada düşünülmelidir.

Çok sevdiğim bir yakınımı kaybettim, yaşadıklarım normal mi?

Depresyonun anlaşılmasında güçlük yaratabilen durumlardan birisi de “yas” durumuna verilen tepkilerdir.

Bir yakını kaybeden kişiler çoğu zaman bu belirtileri değişen derecelerde yaşamaktadırlar.  Ancak belirtilerin ve şiddetinin zaman içerisinde azalması beklenir. Burada kesin bir zaman diliminden söz edilmesi güçtür. Çünkü bu süre kişinin yakınlığına ve sevilme derecesine, içinde bulunulan kültüre, kişinin yaşam koşullarına ve destek sistemlerine bağlı olarak değişebilir.

Ancak eğer belli bir zaman geçmesine rağmen, bu tepkilerin ilk günkü şiddette sürdüğünü fark ediyorsanız, profesyonel bir uzmandan destek almanın vakti gelmiş demektir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Company

Our ebook website brings you the convenience of instant access to a diverse range of titles, spanning genres from fiction and non-fiction to self-help, business.

Features

Most Recent Posts

eBook App for FREE

Lorem Ipsum is simply dumy text of the printing typesetting industry lorem.

Category

© 2023 | Çiğdem Kudiaki resmi web sitesi.
Yazılı materyaller yazarın adı, soyadı ve web adresinin belirtilmesi koşulu ile kullanılabilir.

Made with by Fonksiyon Yazılım